Ahmet 3,5 yaşında yere oturmuş elindeki arabasıyla oynuyor. Oynarken yaptığı şeyden gerçekten zevk aldığını da göremiyorsunuz. Annesi onun yanına oturuyor ve eline aldığı başka bir arabayı oğlunun arabasına doğru sürmeye başlıyor. Ahmet annesine bakmak yerine arabasını onunkinden uzaklaştırıp tekrar sürmeye başlıyor. Anne arabasını Ahmet’in arabasına çarpıyor ve ‘bumm’ gibi bir çarpma sesi yapıyor. Ahmet bu defa arabasını alıp sırtını annesine dönüp odanın diğer ucuna gidiyor. Anne bu defa bir tren bulup Ahmet’in yanına gidiyor. Ahmet treni alınca annede arabayı alıyor. Ahmet annenin elindeki arabaya uzanıyor ve annede ona veriyor. Böylelikle bir alışveriş yapıyorlar önce tren sonra araba ve bu bir iletişim döngüsü oluşturuyor bir defa anne bir defa Ahmet, başlat-bitir-başlat-bitir.
Ahmet annesini bir oyun arkadaşı olarak kabul etmeye başladı. Bu büyük bir başarı. Fakat bu annenin aylarını aldı. Ahmet’in annesi sabırla, usulca ve devamlı olarak karşılıklı etkileşimi eğlenceli yapmaya çalıştı, oğluyla olan bağlantısını kurduğunu gösteren Ahmet’in yüz ifadesindeki bir değişimi, gözlerindeki o parıltıyı görmeye çalıştı. Çocuğu etkileşime çekmenin yolu ‘floortime’ yönteminin asıl dayanağını oluşturur. Diğerleriyle etkileşim kurmanın eğlenceli ve ilginç olduğunu göstermek; çocuğun liderliğini kabul etmek; etkileşimi sürdürmek- DIR( gelişimsel-bireysel-ilişki temelli) yönteminin temelini oluşturur.
Ahmet 2,5 yaşında otizm tanısı almıştı. Otizmli çocukların devam ettiği bir özel eğitim merkezine başladı. Fakat 1yıl sonunda okul rutinlerinin veya resim gösterme aktivitelerindeki başarının dışında ilerlemenin çok az olduğu görüldü. Konuşulanın çok azını anlayabiliyordu. Üretebildiği tek ses çok tiz ‘iiiiiii’ demekti. Yüzünde neşe veya zevk aldığına dair bir ifade yoktu. Çok az göz teması kuruyor ve insanlarla etkileşimden çoğunlukla kaçıyordu. Ailesi onun konuşamayacağını düşünüp endişeleniyordu.
Floortime yöntemiyle çalışmaya başladıktan ve yoğun terapiler-çalışmalardan sonra 6 ay içerisinde Ahmet basit sözcükler kullanmaya ve sık sık şarkı söylemeye başladı. Babasıyla güreşmek veya annesiyle yastıklarla ‘tost’ oyunu oynamak dans etmek çok sevdiği şeyler oldu. Birkaç dakikalık bir oyun için bile etrafında onunla oynayacak birilerini aramaya başlamıştı.
İki yıl sonra şimdi Ahmet 2-5 sözcüklü yapılar kullanabiliyor. İfade etmeyi çok seviyor ve karşısındakilerle bazen 45 dakikaya kadar oynayabiliyor. Onunla oynayan kişilerle göz teması kuruyor, jestleriyle ve kelimeleriyle istekleriyle ilgili mesajı gönderebiliyor. Öfkesini çığlık atmak yerine ayağını yere vurarak veya ‘deli’ diyerek gösterebiliyor. Görsel destek olmadan sözel yönergeleri anlayabiliyor. Taklidi çok gelişti, mış gibi oyunları(evcilik,otoparkçılık vb.) oyunları seviyor ve sevgi,öfke, bakım gibi konuları oyununa katabiliyor. Tüm anaokulu çalışanlarını bile yaptıklarıyla kendine hayran bıraktırdı. Son doğum gününde mikrofonu eline alıp şarkı bile söyledi. Ailesi Ahmet’in duygularını anlamadaki ve iletişimindeki bu becerisi karşısında hayrete düşmektedir.
DIR yöntemi nedir?
(D) Gelişimsel , (I) bireysel farklılıklar, (R) İlişki temelli yaklaşım Dr.Stanley Greenspan ve Dr.Serena Wieder tarafından geliştirilmiş kapsamlı ve multidisipliner bir metottur. Çocuğa bir bütün olarak yaklaşır ve çocuğun diğer insanlarla etkileşimine odaklanır. Bu yöntemin felsefesine göre çocuk mutlaka duygusal olarak kendi dünyasındaki insanlara bağlanır ve bilişsel-duygusal gelişimi için onlarla etkileşime girme becerisini gösterir.
Öğrenme duygusal gelişimden ayrı olarak oluşmaz onunla birlikte gelişir. Bu yüzden DIR yaklaşımı çocuğun doğal olarak ilgilendiği şeylerden başlar ve buradan devam eder.
Çocuğun diğerleriyle etkileşimindeki bu zorlanmaları biyolojik temelli duyusal işlemleme sorunlarından kaynaklandığı ve bu yüzden çocuğun kendi etrafındaki dünyasından bir anlam çıkartmasının-yanıt vermesinin etkilendiği düşünülür. Bunun sonucu olarak çocuğun ilişkileri, öğrenmesi ve diğerleriyle etkileşimi rayından çıkmış gibi görülür, böylece çocuk kişiler arası dünyadan kendisini geri çeker. DIR yaklaşımında ilk hedef çocuğun zorlandığı duyusal alandaki çalışmalarla ailesiyle anlamlı bir etkileşim kurmasıyla başlar. Örneğin kendi dünyasında olan ve diğerleriyle ilişki kurmayan bir çocuğa ilk olarak ilişkideki güzelliği daha coşkulu sunarak onu bizim dünyamıza doğru çekmek olacaktır.
DIR çocuğun duygularını, ilişkilerini gelişimsel seviyelerini ve duyusal bilgiyi alma ,işlemleme ve yanıtlamadaki bireysel farklılığını bakıcılara da öğretilmesi gerektiğini vurgular. Sosyal-duygusal fonksiyonlar, iletişim, düşünme, öğrenme, motor beceriler, vücut farkındalığı, dikkat gibi çocuğun tüm gelişimsel alanlarındaki becerileri üzerine odaklanır. Daha az olarakta özelleşmiş akademik beceriler üzerine odaklanır, çünkü sağlam bir temel ile bu beceriler hazır olarak edinilebilmektedir.
DIR yönteminin genel ilkeleri
DIR bireyselleştirilmiş bir bir yöntem olup her aile ve çocuğu özel olarak ele alır. Bu yöntemin genel ilkeleri üç temel alanda toplanır;
Gelişimsel: Çocuk emosyonel, sosyal ve bilişsel olarak nasıl gelişim gösteriyor. Örneğin diğerleriyle bağlantı kuruyor ve etkileşim başlatıyor mu? İletişim sırasında jestlerini kullanabiliyor mu? DIR çocuğun başarması gereken 6 aşamaya bakar bunlar;
– Ortak ilgi – dikkat
– Bağlantı kurma
– Jestleri kullanarak karşılıklı amaca yönelik etkileşim
– Karşılıklı problem çözmeye yönelik etkileşim
– Duygusal fikirler
– Fikirler arası köprü kurma soyut düşünme, nedensellik
Örneğin Ahmet terapiye başlamadan önce ilk 2 aşamada becerileri varken şuanda ilk 5 aşamada becerilerini gösterebilmektedir.
Bireysel farklılıklar: Her çocuk farklıdır ve bu biyolojik farklılık onun öğrenmesini ve diğerleriyle olan ilişki kurmasını etkiler. Her çocuğun bireysel olarak zorlandığı alanları anlamak çocuklara yardım etmede temel faktördür. Örneğin yüksek seslere karşı duyarlılığı olan bir çocuk için onunla ilişki kurma yaklaşımımızı abartılı yüz jestleri ve sessizce konuşarak kurarız. Bu bireysel farklılıkları çok farklı alanlarda araştırırız ve etkileşimimizi buna göre şekillendiririz. Bu alanlar
– işitsel işlemleme
– jestsel – sözel olmayan iletişim
– dili kullanma ve anlama
– görsel-uzamsal işlemleme
– motor planlama ve sıralama
– duyusal reaktivite ve modülasyon
Ahmet işitsel girdiyi işlemlemede zorlandığı için mutlaka onun önünde durmak gerekiyordu, ona oyuncak ve nesneler yardımı ile abartılı jestler yaparak onu görsel olarak desteklemek, yoğun afekt ile sesler eklemek gerekiyordu. Ahmet’in motor planlamadaki zorlanması dikkat edilmesi gereken bir diğer konuydu ve ne istediğini anlayabilmemiz için onun küçük ipuçlarına dikkat etmemiz gerekiyordu. Ahmet’in bir düşünceyi veya isteği eyleme geçirebilmesine yardım etmemiz gerekiyordu.
İlişki temelli: Çocuğun gelişimsel güçlükleri ve bireysel farklılıkları diğerleriyle nasıl ilişki kuracağını etkiler. Yaklaşım birincil bakıcıların çocukla ilişki kurmasını destekler, böylece çocukla ilgilenen bireyler onun büyüme ve gelişimine katkıda bulunur. Çocuğun yaşıtlarıyla ve kardeşleriyle anlamlı ilişki kurabilmesi ayrıca önem taşır. Duygusal olarak temellendirilmiş etkileşimler bu yaklaşımın temelini oluşturur.
DIR yaklaşımı nasıldır?
Floortime’ın anahtar stratejilerinden biriside çocukla yere oturup aktif olarak çocukla oynamayı içermesidir. Floortime’ın temel prensipleri
– Çocuğun önderliğini takip etme
– Çocuğa onun gelişimsel düzeyinde yaklaşma ve onun ilgi alanı üzerinden gitme
– İletişim döngüsü açma-kapatma (çocuğun ilgi alanından başlama ve onu etkileme, yaptığı yada söylediği şeyler üzerinden temellendirme)
– Çocuğun gözündeki parıltıyı elde etmek için çabalama ( merakı, motivasyonu, ilgiyi uyarmak için ona duygusal olarak yaklaşma yollarını bulma)
Örneğin bir aile çocuğunun seveceğini bildiği bir şey yapabilir. Örneğin küpleri üst üste koyma ve onun devirmesini bekleme. 20 sefer bunu yaptıktan sonra anne bir dahaki sefer oğlunun bir küp koyup koymayacağını görmek isteyebilir. Ya da çocuk oyuncakları fırlatmayı seviyorsa anne bir kutu alabilir ve onun fırlattıklarını yakalamaya çalışabilir. Bu bakış açısı etkileşimi kesmeden devam etme üzerine kuruludur. Böylece aile çocuğa yönergelerle özelleşmiş beceriler öğretmekten yada komut vermektense kendini çocukla bağlantı kurmuş ve iletişim kurmuş hisseder.
Floortime sadece yerde oturup çocukla oyun oynamaktan yada çocuğun her yaptığına izin vermekten öte bir şeydir. Bu çocuğu lider olarak görmek, sonra ona katılmak ve oyunu karşılıklı yapmaktır. Çocuğun iletişimini ve problem çözme yeteneğini desteklemekle ilgilidir. DIR çocuğa yüz ifadeleriyle, sözel olmayan ipuçlarıyla ve daha sonra jestlerle sonrasında çocuğun bu sözel olmayan ipuçlarını diğerlerine karşı kullanmasını desteklemekle ona iletişimin değerini öğretmektir.
Daha erken aşamalar edinildikten ve çocuk karşılıklı etkileşimi sürdürdükten bağlantıyı kurduktan sonra çocukla sembolik oyuna başlanmaktadır. Böylece çocuk tüm duygularını anlayabilir ve bireyler arası problem çözmeyi geliştirebilir. Bu yaklaşım ayrıca çocuğun kendi emosyonel deneyimleri temelinde karşılaştırmalar ve yargılamalar ile soyut düşünebilmesini geliştirmeye yardım etmektedir.
DIR yaklaşımı çocuğun günlük yaşamında bağımsız olmasını, yaratıcı düşünmesini, problemlere çözüm üretebilmesini, kendi insiyatifini geliştirebilmesini hedefler. Floortime’a ek olarak yarı yapılandırılmış biçimde aile tarafından hazırlanmış sorunları çözme becerileri de çocukla sıklıkla çalışılır. Bunlar sosyal, motor, duyusal, uzamsal nedensellik, dil, veya diğer bilişsel alanları içerebilir. Örneğin çocuğa yukarı ve aşağı kavramları öğretilirken aile çocuğu bir battaniyenin içerisine koyabilir ve hareketle birlikte ‘yukarı’-‘aşağı’ sözcüklerini kullanabilir. Daha sonra aile onu kaldırmaları için çocuktan ‘yukarı’ demesine yardım edebilir. Aile çocuğun ürettiği ‘uh’ sözcüğünü ‘yukarı’ olarak anlayıp çocuğu yukarıya kaldırabilir böylelikle ona anlam katabilir.
Bunun gibi birçok ‘yukarı’-‘aşağı’ durumları gün içerisinde yaratılabilir. Floortime ve yarı-yapılandırılmış seanslara ek olarak daha yapılandırılmış çalışmalarda gerekirse yapılabilir. Örneğin motor planlama yada oral motor(hareket sistemi)sorunu yüzünden taklit becerisinde sıkıntı yaşan bir çocukta bu becerilerin edinimi için sistematik çalışmalar yapılabilir.
DIR yaklaşımı birçok farklı disiplin ile işbirliğini önerir. Bunlar;
– Dil Konuşma Terapisti
– İş-Uğraşı Terapisti(occupational therapist)
– Özel Eğitim
– Müzik Terapisi
– diğer özelleşmiş işitme/dil motor ve duyusal terapiler
Birçok program günde 3 ila 5 saat arası yoğun floortime etkileşimini benimser( 20-30 dklık seanslar halinde). Bunların birçoğu aile veya bakıcı tarafından yapılır.
Daha küçük çocuklar (0-3 yaş) genellikle terapiyi evde almaktadırlar. Daha büyük çocuklar çeşitli okul öncesi eğitim kurumlarına veya normal gelişim gösteren çocukların bulunduğu kurumlara devam eder. Otizm spektrumuna giren çocukların etraflarında onları iletişime-etkileşime çekecek yaşıtlarının olması çok önemlidir. Normal gelişim gösteren çocuklar ayrıca dil gelişimi açısından iyi rol model olmaktadır. Otizmli çocuğun gelişimsel seviyesine uygun yaşıtlarıyla oyun ve etkileşim terapinin çok önemli bir ayağını oluşturur.
DIR’de ailenin rolü çok önemlidir. Aile çocuğuyla olan etkileşiminde belirgin değişim yapmalı, yerde çocuğuyla belirli bir zaman geçirmeli ve onun dünyasının bir parçası haline gelmeli. Bu çocuğun her sözcüğüne veya jestine yanıt vermeyi içermektedir. Tek bir yanıt alabilmek için sonsuz sayıda seçenekler sunma bir veya daha fazla iletişim döngüsü kapatma veya onun nedenselliği geliştirebilmesi için sonu gelmeyen müzakerelere ve pazarlığa girişme çok önemlidir.
Lori Jeanne Peloquin Ph.d AUTİSM-Asperger’s Digest Ekim 2001 sayısından uyarlanmıştır.
Nida-Kemal Colay PT, SLP Ms.C
Fazi DilKonuşma Merkezi
www.dilkonusma.com