Çocukluk Dönemi Desentegratif Bozukluk

Çocukluk dönemi dizintegratif bozukluk (CDD), 1908 yılında Theodor Heller in yaşamlarının ilk 3- 4 yılında normal gelişim gösteren ve o dönemden sonra sosyal ve iletişim yeteneklerinde şiddetli gerilik 6 çocuğu belirlemesiyle ortaya çıkmıştır. Literatürde infantil demans, Hell er sendromu, ilerleyici dizintegratif psikoz, yaygın dizintegratif bozukluk gibi birçok ismi bulunmaktadır. Fakat DSM IV kriterlerinde çocukluk çağı dizintegratif bozukluk diye geçmektedir.

DSM IV

A. Doğum sonrası en az iki yıl süreyle sözel olan olmayan iletişim, sosyal iletişim, oyun ve adaptif davranışlarda yaşına uygun gelişim göstermek

B. Aşağıdakilerin en az ikisini içeren önceden kazanılmış (10 yaşından önce) yetenekleri yitirmek

  • Alıcı-ifade edici dil
  • Sosyal beceri ya da adaptif davranışlar
  • Mesane kontrolü
  • Oyun
  • Motor beceri

C.Aşağıdakilerin en az ikisinde normal dışı işlev göstermek

  • Fark edilebilir sosyal etkileşim bozukluğu( sözel olamayan iletişim bozukluğu, akran ilişkisi kurmada başarısızlık, sosyal ya da duygusal karşılık eksikliği)
  • İletişimde niteliksel bozukluk. ( gecikmiş konuşma ya a konuşmanın olmaması, konuşmayı başlatma ya da sürdürmede yetersizlik, dilin stereotip ya da tekrarlayıcı kullanımı, sembolik oyun oynama eksikliği)
  • Motor stereotip ya da manevrizmaları içeren kısıtlayıcı, tekrarlayıcı stereotipik davranış, ilgi, aktivite

C. Diğer yaygın gelişimsel bozukluk ya da şizofreni ile açıklanamayan.

EPİDEMİYOLOJİ

Tanısal kategorilerin oluşmasından sonra dizintegratif bozukluğun prevelansıyla ilgili az sayıda çalışmalar 10.000 de 0.11-0.64 arasında bir yaygınlık göstermektedir. Fakat bu oran tanılamanın zorluğu, klasik otizmle benzerlik göstermesi gibi etmenlerden dolayı gözden kaçma ya da yanlış tanılama gibi riskler içermektedir. Bozukluğun tipik klinik resmi vardır fakat aynı entelektüel seviyedeki otistik çocuklarla benzer özellikleri gösterir. Cinsiyet ayrımı için belirli bir çalışma yapılmamış olup, erkek bireylerde daha sık olduğu gözlemlenmektedir.

ETİYOLOJİ

Normal bir gelişimi takiben ani olarak başlayan bu gerileme nörolojik bir bozuklukla ilgili şüpheler uyandırmaktadır. Fakat bun rağmen çocukluk çağı dizintegratif bozukluğun tutarlı olarak bilinen bir nedeni yoktur.

TEDAVİ

Çocukluk çağı dizintegratif bozukluğu için belirli tedavi stratejileri ya da prensipler yoktur. Çoklu disiplinli bir yaklaşım gereklidir. Nörolog ve psikiatristin kontrolünde yapılan farmakolojik tedavinin yanı sıra, davranış modifikasyonu ve kaybedilen becerilerin kazanılması için özel eğitim, kaybedilen dil ve konuşma yetenekleri için dil ve konuşma terapisi, ruhsal problemlerin çözüme kavuşabilmesi için psikolog bu ekibin içinde olmalıdır.

Çocukluk çağı dizintegratif bozukluk için şu ana kadar elde edilen bilgiler çok sınırlıdır.

DİL VE KONUŞMA TERAPİSİ

Otizmde dil ve konuşma terapisiyle benzerlik göstermektedir. Amaç çocuğun güçlü ve zayıf yönlerini belirleyip kaybettiği dil ve konuşma yeteneklerinin kazandırılmasıdır. Bunun için de dili biçim,içerik ve kullanım açısından değerlendirip kişiye özel terapi programı çizilmelidir.

Çocuğun demografik bilgileri alınır

Hikaye alınır.

Çocuğun bir gün içinde neler yaptığına dair bilgiler toplanır

Sevdiği ve sevmediği aktivitler ya da nesneler sorgulanır

Aileye iletişimi destekleyecek aktiviteler ve stratejilerle ilgili bilgi verilir.

Referans:

Moudrisen, S., ‘Childhood disintegrative disorder’ : Brain and Development. 25 (2003) 225-228